Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (“CISG”) Madde 14-24 hükümlerince sözleşmelerin kurulması hususu düzenlenmiştir.
Fatma Esra Güzeloğlu, Abdülkadir Güzeloğlu, Fatih Yıldızhan
13 Mart 2017
Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında
Birleşmiş Milletler Antlaşması (“CISG”) Madde 14 anlamında geçerli bir önerinin
varlığı halinde, Madde 15(1) uyarınca bu önerinin ne zaman hüküm doğuracağı şu
şekilde düzenlenmiştir:
“İcap muhataba vardığı
anda hükümlerini doğurur.”
Maddeden açıkça anlaşıldığı gibi icap, muhataba vardığı
anda hüküm doğuracaktır. Yani bir icabın hüküm doğurabilmesi için “muhataba varmış
olma” şartı aranmaktadır.
Teklifin muhataba varması şartının nasıl karşılanacağı
CISG Madde 24’te şu şekilde belirtilmiştir:
“Antlaşmanın bu
kısmının amacı çerçevesinde; icap, kabul beyanı ve diğer tüm irade açıklamaları
muhataba sözlü olarak yapıldıkları veya diğer herhangi bir yoldan şahsen
kendisine veya işyerine veya posta adresine, bunlar da yoksa, mutat meskenine
teslim edildiklerinde "varmış" sayılırlar.”
Antlaşmanın bu iki maddesinin birbirleriyle oldukça
bağlantılı oldukları görülmektedir. Dolayısıyla Madde 15 ve 24’ü birlikte
değerlendirmek gerekecektir.
Teklifin Muhataba Varmış Olması
CISG Madde 24 uyarınca bir beyan, muhatabın kendisine,
işyerine veya posta adresin teslim edildiğinde varmış sayılır. Bunların
olmadığı hallerde mutat meskenine ulaşması ile varmış sayılacağı
düzenlenmiştir. Yani varma kuralının uygulanmasında, teklifin vardığı yer önem
arz etmektedir.
Maddede beyanın yapılışı hakkında “sözlü beyan” ve “diğer
yollarla yapılan beyan” şeklinde bir ayrım yapmıştır.
Sözlü Beyanlar
CISG Madde 24’te sözlü iletişimin tanımı yapılmamıştır.
Öğretideki görüşlerden maddede bahsedilen sözlü beyandan kastedilenin, karşı
taraf tarafa ulaştığında derhal anlaşılabilen, sorgulanabilen ve tespit
edilebilen teklifleri içeren beyanlardır. Yani bu beyanlar teklifi yapan kişi
tarafından hazır bulunan muhataba yapılmaktadır. Örneğin yüz yüze yapılan teklifler,
telefonla yapılan teklifler, doğrudan diyalog kurmaya elverişli olan elektronik
yazılımlar sözlü beyanla yapılan tekliflere örnek gösterilebilir.
Sözlü beyan muhataba vardığında, muhatabın o anda
teklifin içeriğini anlayabilecek durumda olması gerekir. Öğretide bunun
muhatapla aynı yetkinliğe sahip olan bir kişi tarafından anlaşılabilecek
şekilde yapılması gerektiği[1]
şeklinde bir objektif kıstas getirilmiştir.
Diğer Yollarla Yapılan Beyanlar
Diğer yollarla yapılan beyanlardan, muhataba başka
yollarla iletilen beyanlar anlaşılmaktadır (Ör: telgraf, faks, teleks, teleteks,
e-posta, EDI vb.) Yani muhatabın kontrol alanına herhangi bir şekilde giren
beyanlar kastedilmektedir. Bu yolla iletilen tekliflerin uygun olan yerlere
ulaştırılması gerekir ki muhatap bu beyanın farkına varabilsin, bunlara örnek olarak kişinin iş adresi, posta
kutusu, ya da muhatapla ilgili olan kişilere iletilen teklifler gösterilebilir.
Diğer yollarla yapılan beyanların muhataba ulaşıp
ulaşmadığının tespitinde anlaşılabilirlik de önemlidir. Teknik[2]
ve başka sebeplerle muhatabı tarafından anlaşılamayan tekliflerin, muhataba
ulaşıp ulaşmadığının tespitinde Madde 7[3]
ve 8’deki yorumlama tekniklerine gidilecektir. Yani tarafların iradeleri ve
uluslararası ticaretteki teamüller gibi faktörler beyanın geçerli olup
olmayacağını anlamamızda yardımcı olacaktır. Bu yollarla da anlaşılamıyorsa
teklif yapılmamış kabul edilecektir.
Sözlü olmayan bir beyanın yapılış vasıtalarına ilişkin
herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak Madde 27’de bu tür beyanlar için
“koşullara uygun araçlar ile” yapılma şeklinde bir sınırlama getirilmiştir.[4]
Sözlü ve Diğer Yolla Yapılan Beyanların Muhataba Ulaşma Anı
Sözlü yapılan beyanlar, muhatabın beyanı algılaması ile
muhataba ulaşmış sayılacaktır. Örneğin telefonla yapılan beyanlarda teknik
aksaklıklardan dolayı kesilme yaşanırsa ve yanlış anlaşılmalar ortaya çıkarsa
yine Madde 8 uyarınca tarafların iradeleri dikkate alınacaktır.
Diğer yollarla yapılan bir beyanın muhataba ulaşmış
sayılabilmesi için, beyanın Madde 24’teki hususlara uygun olması önemlidir. Madde
24’te bir beyanın mutat meskene teslim edilebilmesi için öncelikle muhatabın
şahsına, işyerine veya posta adresine ulaşılmamış olması gerektiği düzenlenmiştir.
Dolayısıyla bu bilgilere ulaşılabildiği halde kanunda alternatif olarak
gösterilen mutat meskene iletilen bir beyan, muhataba ulaşmış sayılmayacaktır.
Muhatabın beyanın içeriğinin farkında olması gibi
hususlar dikkate alınmayacaktır. Ancak muhatap, beyanın içeriğine ilişkin bilgi
sahibi olduysa, bu durumda “çelişkili davranma yasağı ilkesi” uyarınca, dürüstlük
kuralına aykırı olarak beyanın yanlış yere ulaştığını ileri süremeyecektir.
Diğer yollarla yapılan beyanlarda beyanın ne zaman
ulaştığının incelenmesinde beyanın yapıldığı vasıta önem taşıyacaktır. Örneğin,
mektubun muhatabın şahsına ulaştırılması ile ulaşma gerçekleşecektir. Bu da
beyanın muhatabın zilyetliğine doğrudan geçmesi ile olur. Madde 24’ten
çıkarabileceğimiz gibi, mektubun muhatabın iş yerine veya posta kutusuna
teslimi de ulaşma hükmünü doğuracaktır. Aynı şekilde yetkili şahsa teslim de bu
sonucu doğurur, hatta öğretide muhatabın işyerinde olmayan yetkili kişiye
ulaştırma da geçerli olacaktır [5].
Telgraf da muhataba veya yetkili bir kişiye ulaştığında ulaşmış sayılacaktır.
Elektronik Ortamda Yapılan Beyanların Ulaşması
Günümüzde elektronik yollarla iletişim hemen hemen
herkesçe kullanılan önemli ve yaygın bir iletişim yöntemi olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Öncelikle elektronik ortamda yapılan beyanların niteliği
açısından bir ayrım yapmamız gerekir. Kural olarak bu beyanlar “diğer yollarla
yapılan beyan” kategorisinde yer alsa da, teknolojik gelişmeler sayesinde artık
elektronik yoldan iletişim yüz yüze de yapılabilmektedir.
Dolayısıyla e-posta gibi elektronik veri değişimi
(electronic data interchange) şeklinde yapılan beyanlarla, telefon gibi anında
iletişime imkan tanıyan beyanların birbirinden ayrılması gerekir. Bu yüz yüze
ve anında karşı tarafa ulaşabilecek şekilde yapılan beyanlar sözlü beyanlarla
aynı nitelikte sayılacaktır.
Elektronik veri değişimi şeklinde gerçekleşen beyanlar
karşı tarafa anında ulaşan beyanlar değildir. Bu beyanların geçerli
sayılabilmesi için CISG Danışma Konseyi’nin[6]
görüşüne göre muhatabın kendisine elektronik ortamda ulaşılabileceğini bir
şekilde kabul etmesi gerekir. Ancak muhatabın bu şekilde bir beyanı yoksa bu
yolla kendisine ulaştırılabileceğinin somut durumdan anlaşılması gerekir[7].
Bu hususlar dikkate alınarak gönderilen bir e-postanın içeriğinin muhatap
tarafından anlaşılır şekilde olması gerekir.
Gönderilen e-posta eğer muhatabın elektronik posta
adresine ulaşmışsa, muhataba ulaşmış kabul edilecektir. Muhatabın bunu okuyup
okumaması önem taşımaz. Eğer teknik sebeplerden dolayı muhatap e-postayı
okuyamamışsa, kendi hakimiyet alanına ilişkin bir problemden kaynaklandığı için
beyan yine de ulaşmış sayılacaktır. Yani önemli olan teklifin muhatabın
sunucusuna[8]
ulaşmasıdır.[9] Ancak e-
posta gönderenden kaynaklı bir sebeple muhataba ulaşamamışsa, bu halde beyanın muhataba
ulaşamamış olduğu kabul edilmesi gerekmektedir.
Uluslararası ticaret hukuku, sözleşmeler veya CISG hakkında daha fazla bilgi almak için bize info@guzeloglu.legal e-mail adresinden ulaşabilirsiniz.
[1] FERRARI, F. (2011), Introduction
to Articles 14-24. “Article 24”. München:
C.H. Beck. p.4.
[2] Örnek: Teklifin posta
yolundan kaynaklanan sebeplerle muhataba ulaşamaması.
[3] CISG Madde 7: “Bu Antlaşmanın yorumunda, Antlaşmanın
milletlerarası niteliği dikkate alınacağı gibi yeknesak uygulanmasının teşviki
ve milletlerarası ticarette dürüstlük kuralının korunması gereği de gözetilir.
Bu
Antlaşmada düzenlenen konulara ilişkin olup Antlaşmada açıkça cevaplanmamış
sorular Antlaşmanın temelinde yatan genel ilkelere veya bu tür ilkelerin mevcut
olmaması halinde milletlerarası özel hukuk kuralları uyarınca uygulanması
gereken hukuka göre çözümlenir.”
[4] CISG m 27 “Antlaşmanın
bu Kısmında açıkça aksi düzenlenmedikçe, sözleşme taraflarından birinin bu
Kısma uygun bildirim, talep veya diğer bir açıklaması koşullara uygun araçlarla
yapılmışsa, bu açıklamanın iletimindeki bir gecikme veya hata veya ulaşmamış
olması açıklamada bulunan tarafı ona dayanmak hakkından yoksun bırakmaz.”
[5] Schlechtriem, P. (2000).
Uniform Sales Law - The UN-Convention on Contracts for the International Sale
of Goods. Mart 13, 2017 tarihinde
http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/schlechtriem.html#a32 adresinden
alındı.
[6] CISG Danışma Konseyi,
antlaşmanın yorumlanmasında yeknesaklık sağlamak amacı ile 2001 yılında
Paris’te kurulmuştur. Bu konseyin görüşleri özel bir girişim olarak
nitelendirilir ve herhangi bir ülkeyi veya hukuk sistemini temsil etmemektedir.
10 Eylül 2012 tarihinde UNICITRAL tarafından, 4 Şubat 2015 tarihinde de
UNIDROIT tarafından bu konseye “gözlemci” statüsü verilmiştir.
[7] CISG Danışma Konseyi,
Görüş No 1: “CISG Uyarınca Elektronik
İletişim”, 15 Ağustos 2003. Raportör: Profesör Christina Ramberg, Gothenburg,
Sweden. http://www.cisgac.com/default.php?ipkCat=128&ifkCat=143&sid=143
[9] Hahnkamper, W. (2006).
Acceptance of an Offer in Light of Electronic Communications. Nisan 13, 2017
tarihinde UNICITRAL: http://www.uncitral.org/pdf/english/CISG25/Hahnkamper.pdf
adresinden alındı